“TARIMSAL ÜRETİM TARIM GES’SİZ DÜŞÜNÜLMEYECEK”
Wenergy Temiz Enerji teknolojileri Fuarı ve Kongresi kapsamında Zorlu Enerji, Güneş Enerjisi Özel Oturumu' gerçekleştirildi "Tarımsal üretim Tarım Ges'siz düşünülmeyecek" ?İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde, İZFAŞ, BİFAŞ ve EFOR Fuarcılık işbirliği ile düzenlenen Wenergy Temiz Enerji teknolojileri Fuarı ve Kongresi kapsamında 'Zorlu Enerji, Güneş Enerjisi Özel Oturumu' Ticaret Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Seda Gök'ün moderatörlüğünde gerçekleştirildi YAĞMUR ÖNGÜN İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde, İZFAŞ, BİFAŞ ve EFOR Fuarcılık işbirliği ile düzenlenen Wenergy Temiz Enerji teknolojileri Fuarı ve Kongresi kapsamında 'Zorlu Enerji, Güneş Enerjisi Özel Oturumu' Ticaret Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Seda Gök'ün moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Oturumda konuşan Solar3GW Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bahadır Turhan, iklim krizi ile artan kuraklıklar yaşandığım ve bu nedenle tarımsal üretimin Tarım Ges'siz düşünülemeyeceğini belirtti. Turhan, "TarımGes arazinin eş anlı olarak kullanılması olarak tanımlanıyor. Birincil amaç tarımsal üretim, ikinci amaç ise enerji üretimi. Tarım alanı üzerinde paneller yükseltiliyor ve bunlar altında makinalar çalışabiliyorlar. Ancak TarımGes Türkiye'de mevzuatlarda hiç yer almıyor. Tarım Bakanlığı'nda da genel olarak kamuoyundaki düşünce de güneş santrali kurulacaksa arazinin tarıma elverişsiz olması gerektiği. Oysa güneş panelleri ekstrem hava koşullarından tarımsal üretimin de olumsuz etkilenmesini önlediği bir alan olacak" dedi. "Yenilenebilir enerjide gece ile gündüz kadar fark var" Türkiye'de 2017 yılından itibaren 180 derece dönüş yapılarak yerli kömür politikası üzerine gidildiğini vurgulayan Turhan, "Bu durum akıntının tersine kürek çekmek gibiydi. Çünkü dünya karbonsuzluğa doğru gidiyordu. Paris İklim Anlaşması ve karbon net sıfır hedefi önemliydi. Daha sonra bu yoldan dönüldü. Özel sektör ve akademik taraf karbon net sıfır hedefinin öneminin farkındaydı. Kamu da, özel sektör ve akademinin tarafına yaklaştı. Yenilenebilir enerjide geçen yıla göre ülkemizdeki politikada gece ile gündüz kadar fark var. Çünkü geçen yıl GES'e kapasite tahsis mekanizmaları son derece kısıtlıydı. Ancak daha sonra hızlı bir şekilde kanunlar geldi. Bununla beraber ciddi başvurular alındı ve neredeyse bunlar 200 gigavvatt'ı buldu. 2017'ye kadar Türkiye'nin güneşteki hikayesi herkese örnek hikayeydi. Daha sonra el freni çektik şimdi depolamak GES'ler ve hatta bunların yanına eklenecek serbest piyasa dinamiklerine dayanan modern kapasite tahsis modelleri ile tekrar dünyada konuşulacak ve örnek alınacak bir hikayeye imza atabiliriz" sözlerine yer verdi." "Solar 2.0 ile güneş enerjisinde depolamanın kapıları aralandı" Güneş enerjisi yatırımlarındaki trendin Türkiye 'de ve dünyada benzer şekilde ilerlediğini ifade eden Zorlu Enerji Solar ve Yurtdışı Yatırımlar Direktörü Evren Evcit, "Güneş enerjisi yatırımlarında Solar 1.0 diyebileceğimiz ve tüm dünyada ciddi yatırımlar yapılarak üretim anlamında artan bir kapasitenin oluştuğu dönem içerisinde; şebekede üretilen enerjinin akıllı şebekeler ve yapay zeka aracılığıyla daha yoğun kullanım oluşan saatlere yayılması gibi yöntemlerle teorik kapasite yüzde 25 civarına getirilebildi. Yeni dönemde depolamanın da mümkün olduğu Solar 2.0'a merhaba diyoruz. Genellikle yenilenebilir kaynaklardaki kesintili üretim durumu, depolama ile şebekenin baz yük kapasitesinden bağımsız olarak sürekli kullanabilecek. Böylelikle solardaki kapasiteyi de yüzde 100 seviyesine getirebileceğiz" dedi. Zorlu Enerji'nin bu alandaki yatırım fırsatlarını değerlendirdiğini belirten Evcit; temiz enerji dönüşümünde Türkiye'nin solar yatırımlara ihtiyaç duyduğunu ve bu nedenle yatırım planlarında Türkiye'yi önceliklendirdiklerini ifade etti. "Projenin doğru geliştirilmiş olması önemli bir kriter" Türkiye'deki finansal kuruluşların güçlü kurumsal yapısı ve deneyiminin yanında ülkenin yeşil yatırım potansiyelinden dolayı gelen yeşil fonların miktarının arttığını ve kaynaklarının çeşitlendiğini aktaran EcoMuse Danışmanlık Kurucusu Selen İnal, "Bir yatırımcı olarak fınans kurumuna gittiğinizde prensipte yeşil finansmana ulaşabiliyorsunuz. Ancak bu finansmanı kullanabilmeniz için önemli kriterlerden birincisi, finansmanı kullanacak olan firmanın kredibilitesi. İkincisi ise projenin teknik ve ticari performansı yani kendini geri ödeyebilmesi; proje izinlerinin tam alınmış olması, fizibilitedeki varsayımların doğru yapılmış olması, teknik tasarımı, EPC firmasının deneyimi, kullanılan ekipmanların kalitesi ve standar tlarına bağlı olarak elektrik üretim performansı. Ek olarak, tüm bu çalışmaların fınans kurumunda güven uyandıracak şekilde profesyonelce hazırlanarak sunulması." diye konuştu. İnal, "Eğer bir yatırım serbest piyasada henüz ticari olarak cazip hale gelmediyse ancak bu yatırımın yapılması ülkenin stratejik veya çevresel olarak faydasınaysa o yatırımın yapılabilir hale gelmesi için teşvikle desteklenmesi çok doğru. Ancak güneş enerjisi yatırımı söz konusu olduğunda zaten ticari olarak cazip bir yatırıma teşvik getirmek yerine yatırımcıların serbest piyasa dinamiklerinde rekabet edecekleri ve yeni iş modelleri geliştirebilecekleri esnekliği sağlayacak bir yapıya geçişe yönelik düzenleme gerekiyor. Ayrıca, bu piyasanın küçük ve orta ölçekli yatırımcıya da fırsatlar sunacak şekilde oluşturulmasını önemli buluyorum." ifadelerinde bulundu. "Güneş enerjisinin en büyük farkı demokratik olması" Solar 2.0'da akıllı şebekelerin oluşması ve tüketiciler tarafından yönetilmesinin çok değerli olduğunu vurgulayan Ege Hukuk Bürosu Kurucusu Avukat Özlem Ege Polat, "Güneş enerjisinin en büyük farkı çok demokratik bir kaynak olması. Solar 1.0 denildiğinde çok büyük yatırımlar gerekiyordu. Küçük ve orta yatırımcıların bu pazara girmesi çok zordu. Artık, bireysel tüketici bile evinde elektrik üretebilirr durumda. Ancak mevzuatlar bireysel tüketiciler için hala karmaşık. Bu sene çok büyük atıhmlar var ve bunlar mevzuata da yansır durumda. Her şeyin mevzuatla düzenleniyor olması yanlış. Ancak yatırımcı da yapacağı bir işin mevzuatta olmasını görmek istiyor. Çünkü yaptığı yatırımları korumak için mevzuata bağlamaya çalışıyor. Güneş enerjisi sektörü yapısı nedeniyle dinamik ve hızlı bir teknoloji ile ilerliyor. Mevzuat bu gelişmeleri genelde geriden takip ediyor. " diye konuştu.